Arkadasim ve Bir Is Adaminin Hikayesi
Arkadasim Ozlem, Istanbul'un birkac yerine goturecekti beni. Uskudar'da biraz dolastiktan sonra vapurla bir yere gidecektik. Biz vapurda otururken, yakisikli, genc ve iyi giyimli bir adam yanimiza geldi.
Adam: Merhaba!
Ozlem: Merhaba!
Ben : (Ben oturmuş onlara bakiyordum.)
Adam bana bir seyler soyluyordu ama hicbir sey anlayamadim : Adam Ozlem'le de sohbet ediyordu. Vapurdan indik, adam bize veda etti. Ozlem cok heyecanli gorunuyordu ve adamla konuştuklarını bana anlatti / aktardi… (Ben Özlem'le Ingilizce konusuyordum ama Turkce yazayim buraya.)
Ozlem: Sen neden hicbir sey soylemedin adama yaaa? Adam cok iyi ve yakisikliydi…
Ben: Ne soyleyeyim Ozlem?
Ozlem: Adam seni begeniyor…. Is adami o… Bu aksam bizi davet etti yemege.
Ben : Ne diyorsun sen yaaaa? Hayir istemiyorum…
Ozlem: Hadi yaaa… ( Israr etti, ben de hep "hayir" dedim)
Aksam oldu, Taksim'deydik, biraz alisveris yaptik ve aciktik, yemek yemege karar verdik. Yemek yedikten sonra eve gidecektik. Lokantanin yakininda kucuk bir sokak vardi, ben de bir anda basimi sola cevirdim, vapurdaki adami gorup ve Ozleme hemen haber verdim…
Ben : Ozlem, erkek arkadasin buradaymis… Baksana! (İcimden guluyordum.)
Ozlem: (Sasirdi) Eee… Napiyor adam burada? Yalanci, terbiyesiz adam! "İs adamiyim", dedi
bana yaaa.… (Adami kucuk kutuda ( küçük bir tezgahda ) corap satarken gorunce, Ozlem cok
kizdi.)
Ben : (Cok guldum) Olsun Ozlem… Buna da is adami denilebilir… (Hala guluyordum Ozlem'in kizgin yüz ifadesine bakarken).
O gunden sonra, her corap gordugumuzde ya da coraptan bahsettiğimizde hep gulduk :))))
Not: Bu hikayede sokaktaki corap saticilarini kucuk gorme gibi niyetim yoktur. Ozlem'e, kendini büyük bir iş adamı olarak tanitan adamin aslinda bir çorap saticisiymis. Ozlem'in bunu ogrendigindeki haline guldum ben. :)
nihayet: finally, end.
niyet: intention
Arkadaşım ve Bir İş Adamının Hikayesi
Arkadaşım Özlem beni İstanbulun bir kaç yerlerine götürecekti beni. ÜskÜdarda dolaştıktan sonra vapurla bir yere gidecektik. Biz vapurda otururken, yakışıklı, genç ve iyi giyimli bir adam bize doğru geldi.
Adam: Merhaba!
Ozlem: Merhaba!
Ben : (Oturuyordum, onlara bakıyordum)
Adam bana birşeyler söylüyordu ama hiçbir sey anlayamadım :D Sonra adam Özlemle de sohbet etdidiyordu. Vapurdan indik, adam bize veda etti. Özlem çok heyecanlı görünüyordu ve adamla sohbet konularin konuşduklarını bana anlattı… (ben Özlemle İngilizce konuşyordumk, ama buraya Türkçe yazayım. burda)
Özlem: Sen adama neden hiçbir şey soylemedin adama yaaa… adam çok iyi ve yakışıklıydı…
Ben: Ne söyleyeyim Özlem?
Ozlem: Adam seni beğeniyor…. O iş adamı O… Bu aksam bize bizi yemeğe davet etti yemege.
Ben : Ne diyorsun sen yaaaa… hayır istemiyorum…
Ozlem: Hadi yaaa… (beni O ısrar etti, ben de hep hayır dedim)
Akşam oldu, Taksimdeydik, biraz alışveriş yaptık ve acıktık, yemek yemeğine karar verdik. Yemek yedikten sonra eve gidecektik. Lokantadan çıkıp yürürken, küçük bir sokak vardı, ben de bir anda başımıa sola çevirip vapurdaki adamıa gördümüp ve hemen Özleme hemen haber verdim…
Ben : Özlem, erkek arkadaşın burdaymış… baksana! (içimde gülüyordum)
Ozlem: (şaşırdı) eeee… napıyor adam burda?… yalancı, terbiyesiz adam… bana iş adamıyım dedi
bana yaaa.… (adamı, küçük kutuyada konulmuşyan çorapları satarken görünce, Özlem çok
kızdı)
Ben : (çok güldüm) Olsun Özlem… böyle buna da iş adamı diyenebiliriz ki… (Özlemin yüzünün kızmışizmak (sinirlenmiş) halıneda bakarken, hala çok gülüyordum).
O günden sonra, her çoraplari gördüğümüzde ya da soyledigimizde bu konuyu konuştuğumuzda hep gülüyoruzduk :))))
Not: Bu hikayeyle sokaktaki çorap satıcılarını küçültmeyei nihayetim yoktur. Özlem adamından başka biri olmasını şeye bekliyordumuş gibi olayi ben de buna güldüm ben :)